Niğde OSB’de 400 bin metrekare alanda fabrika kuracak olan Migiboy’un Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Canpolat, “Ülkemizin yıllık likra ihtiyacı yaklaşık 60 bin ton. İhtiyaç olan 40 bin tonunu karşılayarak ithalatı ihracata dönüştürmek istiyoruz. Sektör ihracatımıza da ciddi anlamda katkı sağlayacak yatırımımızla günde 100 ton üretim yapmayı hedefliyoruz” dedi.
Canpolat, “Coğrafyamızdaki konfeksiyon üretimi gün geçtikçe artıyor. Kumaş ve ipliğe olan ihtiyaç arttı. Likra pazarı ise Çin ve Kore’deki uluslararası büyük kapasitelerde fabrikaları olan firmaların elinde dönüyor. Batı’da üretim yok denecek kadar az. Bu nedenle bu yatırımımız Avrupa ülkelerini de yakından ilgilendiriyor. Likranın birim fiyatı şu an 12-15 dolar civarlarında. Özellikle hammaddede bu artış tüm ürünlerde geçerli. Likra fiyatları dünya pazarında da şu anda çok yüksek olsa da önümüzdeki dönemde fiyatların yarı yarıya düşeceğini öngörüyoruz. Türkiye’nin likra ihtiyacı ise yıllık yaklaşık 60 bin ton. Bunun 20 bin tonunu Türkiye’de kurulu yabancı sermayeli bir firma üretirken geriye kalan 40 bin tonunu yurtdışından ithal ediyoruz. Dışa bağımlı olduğumuz bir pazar. Bu yatırımımızla, ithalatın önüne geçip Türk tekstil sektörünün eksik kalan ihtiyacını tamamlamak ve ülkemizi Avrupa’nın likra üretim üssü yapmak öncelikli hedefimiz” dedi.
“Dünya ticareti iki büyük problemle boğuşuyor”
Küresel ticaretin iki önemli problemle uğraştığını belirten Canpolat, “Şu anda konteyner firmalarının ve hammadde üreticilerinin tekel oluşturması ile mücadele ediyoruz. 2 bin dolarlık konteyner ücretini 10-15 bin dolarlara yükseldi. Bu bizim için çok büyük bir problem çünkü ana hammaddeyi dışarıdan tedarik ediyoruz. Dünya ana hammadde ürünlerinin tamamını Uzak Doğu’ya yaptırıyor. Bizim gibi ülkelerin hızlı şekilde sanayileşmesi ve her konuda üretime geçmesi gerekiyor. Şu anda Uzak Doğu bloğunun rakipsiz olması fiyatlarda ciddi haksızlıklara yol açıyor. Sanayi kültürü olan, alt yapısı olan bizim gibi ülkelerin üretime geri dönmesi ile kırılabilir bir durum ancak karşımızda dev gibi fabrikalar oluştu. Günde 10 bin ton üretim yapan fabrikalara rakip olmak zor. Ancak pes etmiyoruz. Sanayileşip dünyanın iyi bir tedarikçisi olmalıyız. Coğrafi konumumuz buna çok uygun” ifadelerini kullandı.
Likranın çevreci bir ürün olduğunu da sözlerine ekleyen Canpolat, “Bu kumaş türünün bir atığı yok. Üretim süreçlerinde sadece elektrik ve doğalgaz kullanılıyor. Kendi başına örgü ya da dokuması yapılan bir hammadde de değil. Bir örgü kumaş ya da dokuma yapılırken yüzde 3 ile 5 oranında kullanılıyor. Bu nedenle ürünlerin dönüşümü yapılırken likra da dönüşüme dahil oluyor” dedi.
(ÖK-ÖK-Y)