Super Bowl, ABD’nin en çok seyredilen televizyon olayı. Dolayısıyla, bir markanın bu kuşakta reklam çıkması büyük görünürlük sağlıyor, bu da marka ve ajansları yaratıcılık anlamında tüm hünerlerini sergilemeye itiyor. Super Bowl 51’de yayınlanan reklamlar arasında çok beğenilenler, prodüksiyon kalitesiyle, ünlü kullanımıyla öne çıkanlar olduğu muhakkak ama bu senenin en sosyal mesajlı reklamı kadın-erkek eşitsizliğine değinen Audi’den geldi ve bu reklam her yerde konuşulur, tartışılır oldu.
“Daughter” isimli reklam filminde go-kart arabası süren bir kız çocuğunun görüntüleri üzerine bir babanın dış sesi var. Baba kızına ileride ne söyleyeceğini, ona erkeklerin daha fazla değer görmesini nasıl anlatacağını sorguluyor. Kız yarışı kazansa da; eğitimine, zekasına, hırslarına rağmen karşısına çıkan insanların sırf kadın olduğu için ona daha az değer biçmesini kızın babası kızına nasıl anlatabilir? Film, Audi’nin cinsiyetler arası eşit ücretlendirme politikasından bahsederek, umut veren bir mesajla, gelişim çağrısıyla bitiyor.
Filmin, özellikle kız çocuğu olan babaları ayrı bir etkileyeceği ortada ama herkes için eşitsizliğe dair düşündürücü şeyler söylediği de açık. Filmin bakış açısının bir erkeğin eşitsizliğe bakışı olması filmi farklı kılıyor çünkü bir erkeğin, kadın-erkek eşitliğini savunduğu reklamları çok da görmüyoruz. Dove gibi ağırlıklı hedef kitlesi kadınlar olan ürünlerde kadını güçlendirici mesajlara rastlıyoruz belki ama otomotiv gibi erkek-egemen bir alanda, erkek bakış açısından eşitsizliğin işlenmesi nadir bir durum. Bunların yanı sıra özellikle de Women’s March henüz gerçekleşmişken, bu kadar önemli bir reklam kuşağına Audi’nin bu filmi girmesi de oldukça önemli bir çaba.
Yine de filme yönelik eleştiriler de yok değil. Kimileri filmi olumlu bir adım olarak görüp Audi’yi takdir ederken, kimileri de bu yargıların bu şekilde tekrar edilmesinin kadınları hali hazırda yıldıran toplum bakışını perçinlemek olduğunu söylüyor. Yani bazılarına göre Audi’nin eşit haklara yönelik uygulamalar yapması umut verici bir şey iken bazıları kadınlara “sana daha az değer verilecek” vurgusunu umut kırıcı buluyor.
Filme yönelik eleştirilerin hepsi bu kadar değil elbette. Bir kısım yorum da kadın-erkek meselelerine klasik tepkilerden olan “feminist saçmalığı” minvalinde… Bunu ve reklamı fazla politik bulanları geçelim… Ama önemli bir eleştiri daha var bu reklama, onu belirtmekte fayda var: Bir kısım insan Audi’nin yaptığıyla söylediği arasında farklar olduğuna dikkat çekiyor. Her ne kadar Audi Super Bowl sonrası yayınladığı basın bülteniyle daha çok kadın işe alma yönünde atılımlar yaptığını söylese de şu andaki yönetim kurulunda hiç kadın olmaması reklamın samimiyetini sorgulatıyor. Haksız bir eleştiri sayılmaz ama markanın söylediğinin arkasında olup olmadığını da zaman gösterecek.
Film, Audi’nin cinsiyetçilik üzerine ilk çalışması değil. Sene başında Audi İspanya oyuncaklardaki cinsiyet temsilini sorgulayan bir işle gündeme gelmişti. Audi, cinsiyetçilik konusuna eğilmeye devam edecek gibi görünüyor.