Mimari olarak Molla Fenari Camii ile benzer, tarih olarak İstanbul Ayasofya Camii ile aynı döneme ait olmasıyla da dikkat çeken yerde arkeolojik kazılar büyük titizlikle sürdürülüyor. Lahit mezarların bulunduğu alanın yakınında bir manastır kalıntısının olması ile şimdiye kadar yapılan çalışmalarda tarihi bulgulara rastlanması arkeologları ve Fatsa halkını heyecanlandırıyor.
Tarihçi Eğitmen Yazar Cevat Erbil, “Bolaman antik kenti üzerindeki mezarlık bölgesindeyiz. Burayı şehir olarak düşünürsek şehrin mezarlığının içerisindeyiz. Mezarlığın dışında manastır bölgesi var. Manastırda şehrin ibadet alanı. Aynı zamanda şehrin yaşam alanları da var. Okul kazısı sırasında bulunan hamamlar ve şehir örnekleri bulunmaktadır. Milattan önce birinci yüzyılla tarihlendiriliyor Bolaman antik kenti. Kaynaklarda ise poleminyum başkenti olarak Fatsa bölgesini işaret ediyor. Bu şehrin bizler 3 ile 5 dönemleri arasında ki buluntularına rastladık. Şehrin önde gelen kişilerinin mezarlıkları diye tahmin ediyoruz. Bu şehirdeki manastırın tarihlendirilmesi Ayasofya ile tarihlerinin aynı olduğunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Konstantin dönemine denk düşüyor. Konstantin’e adanmış bir manastır olarak da burası adlandırılıyor. Osmanlı döneminde bu manastır aktif ve metropolit olarak kullanılıyor. Papazların yetiştirildiği bir okul olarak ta buradaki manastır tarihte yazıyor. 21 Mayıs’ta bölgede bulunan tüm Rumlar burada toplu ayine geliyor. Buradaki 10 dönümlük arazinin bir antik kent yerleşiminin açık hava müzesi olarak yapılandırılması için şu anda niyetler ve hedefler var. Yakın zamanda inşallah burası hem korunacak hem de turizme kazandırılacak” dedi.
“Bu rastlantılar bizi kent arkeolojisi adına heyecanlandırıyor”
Ordu Arkeoloji Müzesi görevlisi Arkeolog Kaan Özdemir bölgede yaptığı çalışmalardan bahsederek, “Fatsa’daki kazı çalışmaları 13 Eylül’de başladı. Fatsa Belediyesi yol genişletme çalışmaları yaptığı esnada burada lahit mezarlara denk geldi. Kepçe alanda yol genişletme işlemleri yaparken lahit mezarı kapağına denk geldi. Derhal tüm çalışmaları durdurarak bakanlıktan iznimizi alarak arkeolojik kurtarma çalışmasına başladık. Tabii, çalışmaları yaparken çok heyecanlandık. Lahit mezarlığımızı açarken gömme hediyeler elimize geçti. Gözyaşı şişesi, toprak testi ve buna bağlı olarak birçok ürün bulduk. Çalışmalarımızı genişletirken 4 tane daha kafatasına rastladık. Çok dağılmışlardı. Bizler de bir bütün olarak bulamadık. Bir tane iskeletimizi az bozulmuş olarak bulduk ve çalışmaları burada devam ettiriyoruz. O iskeletimizin sol kolunda camdan bilezik, elinde yüzük ve sağ kolunun altında da tahrip olmuş bir cam şişe ile karşılaştık. Bu rastlantılar bizi kent arkeolojisi adına heyecanlandırıyor. Bu kadar yerleşim yeri içinde olan yerin antik kent olduğunu düşünüyoruz. Milattan önce birinci yüzyıla tarihlendirilen bilgilere ulaşıyoruz. Kazılar yaparak aklımızdaki soruları da bulacağız. Birinci derece arkeolojik sit alanına doğru kazımızı devam ettiriyoruz” diye konuştu.
Yapılan çalışmalar esnasında Fatsa İlçe Emniyet Müdürlüğü de geniş güvenlik önlemleri alıyor.
Ahmet Altay